Aşk Şiirleri, Sevgilinin Aklını Başından Alacak Şiirler – 6 Şiir
Aşk şiirleri… Sevgilinin Aklını Başından Alacak Şiirler.. Duyguları ifade etmenin belki de en romantik yollarından birisi. Kimi zaman raftan aldığımız kitabın rastgele bir sayfasını açtığımızda içimize huzur serpen, kimi zaman yasa boğan, kimi zaman da bize umut, ışık olan o dizeler.
Sahi, ya olmasaydı şiirler? Kelimelerin altına gizlenen o en güzel hisleri nasıl ifade ederdik dökemeden mısralara? Zülfü Livaneli’nin güzel bir sözü var; “Bir kavganın, bir mücadelenin, çiçek açan hayatın dilidir şiir.” Şimdi aşkın dilini konuşma zamanı!
Burada olduğuna göre, şiirler senin de kalbinin orta yerine konmuş. Aşkını anlatmanın en güzel yollarından birini bulmuşsun. Ama öyle çok dize var ve hepsi de birbirinden fazlaca güzel ki, içlerinden bir türlü “İşte bu bizim şiirimiz!” diyeceğin şiiri seçemediğini hissediyoruz.
Bu yazımızda senin için sevgilinle özel gününüzde, ona içinden güzel bir şeyler yapmak geldiğinde ya da içindeki tüm duyguları ifade eden mısraları okuyarak sevgiline kendini anlatmak istediğinde, o güzel aşkınızı kelimelere dökebilmeye aday olacak birbirinden güzel şiirleri derledik.
Yazımızı okumaya devam et, yanına bir not defteri bir de kalem al … Belki bu güzel şiirleri okurken bir şair de senin içinden çıkar, belli mi olur? 😊
İçindekiler
6 Şiir
Hasretinden Prangalar Eskittim – Ahmet Arif
Ahmet Arif’in uğruna hasretinden prangalar eskittiği, yokluğunu cehenneme benzettiği o güzel şiiri…
Seni, anlatabilmek seni.
İyi çocuklara, kahramanlara.
Seni anlatabilmek seni,
Namussuza, halden bilmeze,
Kahpe yalana.
Ard-arda kaç zemheri,
Kurt uyur, kuş uyur, zindan uyurdu.
Dışarda gürül-gürül akan bir dünya…
Bir ben uyumadım,
Kaç leylim bahar,
Hasretinden prangalar eskittim.
Saçlarına kan gülleri takayım,
Bir o yana
Bir bu yana…
Seni bağırabilsem seni,
Dipsiz kuyulara,
Akan yıldıza,
Bir kibrit çöpüne varana,
Okyanusun en ıssız dalgasına
Düşmüş bir kibrit çöpüne.
Yitirmiş tılsımını ilk sevmelerin,
Yitirmiş öpücükleri,
Payı yok, apansız inen akşamdan,
Bir kadeh, bir cigara, dalıp gidene,
Seni anlatabilsem seni…
Yokluğun, Cehennemin öbür adıdır
Üşüyorum, kapama gözlerini…
Desem Ki – Cahit Sıtkı Tarancı
Cahit Sıtkı bir gün bir kıza aşık olur ama çirkin olduğunu düşündüğünden kızın onu beğenmeyeceğini hisseder ve ona söyleyemediklerini onu hayal ederek bu güzel esere yansıtır…
Desem ki vakitlerden bir nisan akşamıdır
Rüzgarların en ferahlatıcısı senden esiyor
Sende seyrediyorum denizlerin en mavisini
Ormanların en kuytusunu sende görmekteyim
Senden kopardım çiçeklerin en solmazını
Toprakların en bereketlisini sende sürdüm
Sende tattım yemişlerin cümlesini
Desem ki sen benim için,
Hava kadar lazım,
Ekmek kadar mübarek,
Su gibi aziz bir şeysin;
Nimettensin, nimettensin.
Desem ki…
İnan bana sevgilim inan
Evimde şenliksin, bahçemde bahar;
Ve soframda en eski şarap.
Ben sende yaşıyorum,
Sen bende hüküm sürmektesin.
Bırak ben söyleyeyim güzelliğini,
Rüzgarla nehirlerle, kuşlarla beraber.
Günlerden sonra bir gün,
Şayet sesimi fark edemezsen
Rüzgarların nehirlerin kuşların sesinden,
Bil ki ölmüşüm.
Fakat yine üzülme müsterih ol
Kabirde böceklere ezberletirim güzelliğini
Ve neden sonra
Tekrar duyduğun gün sesimi gök kubbede
Hatırla ki mahşer günüdür
Ortalığa düşmüşüm seni arıyorum
Sevi Şiiri – Ümit Yaşar Oğuzcan
Hani bazen söylemeyi çok isteyip de söyleyemediğin sözler olur ya…
Ben senin en çok sesini sevdim
Buğulu çoğu zaman, taze bir ekmek gibi
Önce aşka çağıran, sonra dinlendiren
Bana her zaman dost, her zaman sevgili
Ben senin en çok ellerini sevdim
Bir pınar serinliğinde, küçücük ve ak pak
Nice güzellikler gördüm yeryüzünde
En güzeli bir sabah ellerinle uyanmak
Ben senin en çok gözlerini sevdim
Kâh çocukça mavi, kâh inadına yeşil
Aydınlıklar, esenlikler, mutluluklar
Hiç biri gözlerin kadar anlamlı değil
Ben senin en çok gülüşünü sevdim
Sevindiren, içimde umut çiçekleri açtıran
Unutturur bana birden acıları, güçlükleri
Dünyam aydınlanır sen güldüğün zaman
Ben senin en çok davranışlarını sevdim
Güçsüze merhametini, zalime direnişini
Haksızlıklar, zorbalıklar karşısında
Vahşi ve mağrur bir dişi kaplan kesilişini
Ben senin en çok sevgi dolu yüreğini sevdim
Tüm çocuklara kanat geren anneliğini
Nice sevgilerin bir pula satıldığı bir dünyada
Sensin, her şeyin üstünde tutan sevdiğini
Ben senin en çok bana yansımanı sevdim
Bende yeniden var olmanı, benimle bütünleşmeni
Mertliğini, yalansızlığını, dupduruluğunu sevdim
Ben seni sevdim, ben seni sevdim, ben seni…
Tahirle Zühre Meselesi – Nazım Hikmet
Belki de en güzelidir “karşılıksız” olan…
Tahir olmak da ayıp değil Zühre olmak da
Hattâ sevda yüzünden ölmek de ayıp değil,
Bütün iş Tahirle Zühre olabilmekte
Yani yürekte.
Meselâ bir barikatta dövüşerek
Meselâ kuzey kutbunu keşfe giderken
Meselâ denerken damarlarında bir serumu
Ölmek ayıp olur mu?
Tahir olmak da ayıp değil Zühre olmak da
Hattâ sevda yüzünden ölmek de ayıp değil.
Seversin dünyayı doludizgin
Ama o bunun farkında değildir
Ayrılmak istemezsin dünyadan
Ama o senden ayrılacak
Yani sen elmayı seviyorsun diye
Elmanın da seni sevmesi şart mı?
Yani Tahiri Zühre sevmeseydi artık
Yahut hiç sevmeseydi
Tahir ne kaybederdi Tahirliğinden?
Tahir olmak da ayıp değil Zühre olmak da
Hattâ sevda yüzünden ölmek de ayıp değil.
Beni Güzel Hatırla – Orhan Veli Kanık
Sanki bulut ve yağmur, gökyüzü ve güneş gibi bir şiir…
Beni güzel hatırla!
Bunlar son satırlar…
Farzet ki, bir rüzgârdım, esip geçtim hayatından
Ya da bir yağmur sel oldum sokağında
Sonra toprak çekti suyu…
Kaybolup gittim, belki de bir rüya idim senin için.
Uyandın ve ben bittim…
Beni güzel hatırla!
Çünkü; sevdim seni ben, her şeyini…
Sana sırdaş oldum, dost oldum,
Koynumda ağladın.
Yüzüne vurmadım hiçbir eksikliğini,
Beni üzdün, kınamadım.
Alışıktım vefasızlığa, el oldun aldırmadım…
Beni güzel hatırla!
Sayfalarca mektup bıraktım sana.
Şiirler yazdım her gece, çoğunu okutmadım.
Sakladım günahını, sevabını içimde
Sessizce gittim…
Senden öncekiler gibi sen de anlamadın.
Beni güzel hatırla!
Sana unutulmaz geceler bıraktım
Sana en yorgun sabahlar…
Gülüşümü, gözlerimi, sonra sesimi bıraktım.
En güzel şiirleri okudum gözlerine baka baka,
Söylenmemiş “Merhaba”lar sakladım her köşeye
Vedalar bıraktım duraklarda.
Ne ararsan bir sevdanın içinde
Fazlasıyla bıraktım ardımda.
Beni güzel hatırla!
Dizlerimde uyuduğunu düşün,
Saçını okşadığımı, üşüyen ellerini ısıttığımı,
Mutlu olduğun anları getir gözünün önüne.
Alnından öptüğüm dakikaları…
Birazdan kapını çalan kişi olabileceğimi düşün
Şaşırtmayı severim biliyorsun.
Bu da sana son sürprizim olsun.
Şimdi, seninle yaşanan günleri ateşe veriyorum
Beni güzel hatırla.
Gidiyorum…
Üç Kez Seni Seviyorum Diye Uyandım – İlhan Berk
Belki de çok azımızın bildiği…
Üç kez seni seviyorum diye uyandım
Tuttum sonra çiçeklerin suyunu değiştirdim
Bir bulut başını almış gidiyordu görüyordum.
Sabahın bir yerinden düşmüş gibiydi yüzün.
Sokağı balkonları yarım kalmış bir şiiri teptim
Sıkıldım yemekler yaptım kendime otlar kuruttum
-Taflanım! diyordu bir ses duyuyordum.
Cumhuriyetin ilk günleri gibiydi yüzün.
Kalktım sonra bir aşağı bir yukarı dolaştım
Şiirler okudum şiirlerdeki yaşa geldim
Karanfil sakız kokan soluğunu üstümde duydum.
Eskitiyorum eskitiyorum kalıyor ne kadar güzel olduğun.
Umuyoruz ki bu güzel dizelerin arasından sen de aşkının şiirini bulabilmişsindir… sosyopix seni seviyor! Daha fazla içerik blog.sosyopix‘de!