Anılardan Doğan Destan: Atatürk’ün Gözünden 29 Ekim ve Cumhuriyet’in İlk Kareleri
Merhaba Cumhuriyeti Yaşayan ve Yaşatan Güzel İnsanlar!
Her 29 Ekim’de kalbimiz gururla dolar, gözlerimiz parlar. Bu büyük bayram, sadece bir yönetim şeklinin ilanı değil, aynı zamanda zorlu bir mücadelenin ve sonsuz bir umudun zaferidir. Sosyopix olarak, bu destanın yaratıcısı olan Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü, en özel anıları ve hayatının dönüm noktalarını fotoğraflarla yaşatma arzusuyla anıyoruz.
Bugün, sizleri Cumhuriyetimizin temellerinin atıldığı o kritik anlara, Atatürk’ün bizzat yaşadığı ve tarihe not düştüğü nostaljik anılara bir yolculuğa çıkıyoruz.

O Kritik Akşam: “Efendiler, Yarın Cumhuriyet’i İlan Edeceğiz!”
Cumhuriyetin ilanından bir gün önce, 28 Ekim 1923 akşamı… Hükümetin kurulmasıyla ilgili süregelen kriz, Mustafa Kemal Paşa’yı kesin bir karara itmişti. Çankaya Köşkü’nde, İsmet Paşa ve bazı yakın çalışma arkadaşlarıyla yemek masasındayken, tarihe damga vuran o sözü söyledi:
“Efendiler, yarın Cumhuriyet’i ilan edeceğiz!”
Bu bir emir değil, yıllardır kurulan büyük bir hayalin gerçekleşmesiydi. O gece, sadece bir karar alınmadı; aynı zamanda 1921 Anayasası üzerinde çalışılarak, yeni devletin yönetim şeklini resmileştirecek kanun tasarısı hazırlandı. Cumhuriyet, masada doğmasına rağmen, bir gece içinde mecliste şekillenmişti.


Fotoğrafçının Gözyaşları ve Ata’nın Hoşgörüsü (29 Ekim 1929)
Cumhuriyet ilan edildikten sonraki yıllar… 29 Ekim kutlamaları coşkuyla devam ediyordu. 1929 yılındaki Cumhuriyet Bayramı töreni sonrası, Ulu Önder Meclis’ten çıkarken, tarihî anı ölümsüzleştirmek isteyen fotoğrafçılar yerlerini almıştı. Ancak bir fotoğrafçı, Ali Rıza Tuncay, büyük bir talihsizlik yaşadı ve deklanşöre basmayı kaçırdı. Üzüntü ve sinirden bir köşeye çekilip ağlamaya başlamıştı.
Atatürk, ağlayan genci görünce yanına çağırtır, olayı dinler ve o büyük hoşgörüsüyle yanındakilere der ki:
“Arkadaşlar, tekrar içeri girip, tekrar aynı şekilde dışarı çıkacağız.”
Bu, sadece bir fotoğraf çekimine izin vermek değildi; bir liderin sanatçıya ve onun işine duyduğu saygının, hassasiyetinin göstergesiydi. O kare, sonrasında başarıyla çekildi ve tarihe not düşüldü.

Son Veda: Gençlere Uzanan El (29 Ekim 1938)
Atatürk’ün hayattayken katılamadığı ilk Cumhuriyet Bayramı töreni, sağlığının çok ağırlaştığı 1938 yılındaydı. Dolmabahçe Sarayı’nda yatağında bitkin yatarken, dışarıdan gelen gençlerin coşkulu sesini duydu. Askeri Lise öğrencilerini taşıyan bir vapur, Saray’ın önünden geçerken, gençler büyük bir özlemle “Atamızı görmek istiyoruz!” diye haykırarak İstiklal Marşı’nı söylüyorlardı.
Manzara karşısında yatağında doğrulmaya çalışan Atatürk, manevi kızı Sabiha Gökçen’e seslenir:
“Bak Gökçen, gençlerimin sesi… Duydun mu beni istiyorlar…”
Bu, ölümsüzlüğe giden bir liderin, son anlarında bile umudunu emanet ettiği gençlere duyduğu sevgiyi gösteren en dokunaklı anılardan biriydi.
Cumhuriyet, Mustafa Kemal Atatürk’ün akıl, kararlılık, hoşgörü ve sevgi temelleriyle kurduğu ve bizlere armağan ettiği bir mirastır. O’nun anıları, sadece tarihi bilgi değil, aynı zamanda geleceğe ışık tutan ilham kaynaklarıdır. Sosyopix olarak her zaman Atamızın İzindeyiz. Cumhuriyetimizin 102. Yılını en içten dileklerimizle kutlarız.
Siz de Atamızın o değerli anlardaki fotoğraflarını Ahşap Çerçeveler, Kanvas Tablolar ya da Yapışan Çerçevelerle evinizde veya ofisinizde sergileyerek her daim hatırlayın, hatırlatın.
Daha fazlası için Sosyopix Blog’u takip etmeyi unutma! Unutma, Sosyopix seni seviyor!







